Birleşmiş Milletler’de, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Arabuluculuk Dostlar Gruplarında aynı anda eşbaşkanlığı yürüten tek ülke olduk. Finlandiya’yla birlikte 2010 yılında BM bünyesinde “Barış için Arabuluculuk” girişimini başlattık. Bugüne kadar 8 kez İstanbul Arabuluculuk Konferansı, 3 defa ise İİT Üyesi Ülkeler Arabuluculuk Konferansı düzenledik. BM Genel Kurulu’nda ve İİT’de bugüne kadar dörder ara buluculuk konulu karar ülkemizin öncülüğünde kabul edildi. Ülkemizin önerisiyle İİT bünyesinde Avrupa’daki Müslümanlar, Arabuluculuk, Ermenistan’ın Azerbaycan’a Karşı Saldırganlığı, Rohinga, Mali, Yemen Temas Grupları kurulmasını sağladık. İİT bünyesinde ve üye ülkelerinde arabuluculuk kapasitesinin geliştirilmesi çalışmalarımız çerçevesinde İİT üyesi ülkelerin genç diplomatlarına yönelik üç “Barış için Arabuluculuk Sertifika Programı” düzenledik. Sahada; Ukrayna-Rusya arasında kolaylaştırıcı ve ara bulucu olduk. BM ile birlikte İstanbul Tahıl Anlaşması’nı hayata geçirdik. Küresel gıda krizini önledik. Ukrayna ile Rusya arasında esir takası yapılmasını sağladık.
Son 20 yılda dünya ve çevremizdeki krizler karşısında akıllı, gerçekçi, girişimci, insani ve milli bir dış politika ile krizlerin ülkemizi en az şekilde etkilemesini sağladık ve krizlerden doğan fırsatlardan istifade ettik. Bu sayede, dış politikamızla ülkemizin refah ve huzuruna katkı yaptık. Türkiye Yüzyılı'nda da küresel ve bölgesel sorunların çözümünde inisiyatif alan, yenilikçi, girişimci ve insani dış politikamızla, etrafımızda bir barış ve refah kuşağı kurulmasına çalışacağız. Ara buluculuk alanındaki küresel markamızı pekiştireceğiz.
Suriye İhtilafının Sonlandırma Çabaları
Suriye’de barışın tesisine katkı vermek ve ateşkesi sağlamak için Rusya ve İran’la birlikte üçlü formatta “Astana Süreci”ni başlattık. Astana süreci garantörlerinden biri olarak Anayasa Komitesi’nin (AK) kuruluşuna öncülük ettik. Sağlanan ilerleme ve sükûnet ortamı siyasi süreci güçlendirdi. BM Şartının 51. Maddesi temelinde Suriye’de gerçekleştirdiğimiz terörle mücadele harekâtları sayesinde; PKK/YPG’nin milli güvenliğimize oluşturduğu bütüncül tehdide sekte vurduk. Harekatlarımızla, ülkemize ve Suriyeli masum sivillere yönelik saldırıları büyük ölçüde azalttık. Süregiden harekatlarımızla Ağustos 2016’dan bu yana örgüte 12 binden fazla zayiat verdirdik. PKK/YPG’nin Suriye’nin toprak bütünlüğü aleyhine ilerlettiği bölücü gündemi sekteye uğrattık. Suriye’nin kuzeyinde aleyhimize oynanan uluslararası oyunu bozduk. DEAŞ’ın sınırımıza tehdidini azalttık. 4500’den fazla DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getirdik. Terör devleti projesinin önüne set çekerken İdlip’te ve harekât bölgelerimizde milyonlarca Suriyelinin güvenliğini temin ederek yeni göç dalgalarını engelledik. Ülkemizdeki Suriyelilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşlerinin sağlanması önceliğimiz çerçevesinde terörden arındırılmış alanlar oluşturduk. Meşru Suriye muhalefetinin terörden arındırılmış bölgelerdeki sağlık, eğitim, güvenlik, altyapı ve sosyal hizmetler alanlarındaki istikrarlaştırma çabalarını destekleyerek bu bölgelere istikrar getirdik. 520 binden fazla Suriyeli'nin ülkelerine dönmesini sağladık.
Azerbaycan’ın Vatan Muharebesi’ne Destek
2020 yılındaki İkinci Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan'a siyasi-manevi destek verdik. Azerbaycan toprakları 30 yıla yakın zamandır devam eden işgalden Vatan Muharebesi sonucunda kurtarıldı. Azerbaycan’ın İkinci Karabağ savaşıyla işgal altındaki topraklarını geri almasının ardından bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisi için normalleşme zeminini destekledik; Ermenistan ile Özel Temsilciler seviyesinde görüşmeleri başlattık.
Filistin Davasının Savunucusu: Türkiye
Kudüs’ün statüsüne ve Filistinli sivillerin korunmasına ilişkin iki kararın (A/ES-10/L.22 ile A/ES-10/L.23 sayılı kararlar) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilerek uluslararası norm haline gelmesini sağladık. Filistin’in Birleşmiş Milletlere 2011 Eylül ayında yaptığı üyelik başvurusunu ve ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (BMGK) 29 Kasım 2012 tarihinde yapılan oylamayla “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü kazanmasını destekledik. BM merkezlerine Filistin bayrağı çekilmesini savunduk; bu konuda ilgili BM Genel Kurul Karar Tasarısının ortak sunucusu olduk. Böylece, Filistin bayrağı BM binasında yer almaya başladı. Şubat 2005’te Kudüs’teki Temsilciliğimizin seviyesini yükselterek Büyükelçi tayin ettik. Filistinli gruplar arasında birliği sağlamak için, Fetih ve Hamas arasındaki iç uzlaşı görüşmelerine ev sahipliği yaptık. BM Yakındoğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) kurucu üyeleri arasında yer aldık ve son dönemde gönüllü katkımızı 10 milyon Dolara yükselttik. 2005 yılında Filistin’de faaliyete geçen TİKA, Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs’teki küçük ve orta ölçekli kalkınma ve insani yardım projelerine destek sağladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), siyasal bakımdan da olumlu katkı sağlayacak bir “güven artırıcı önlem” anlayışıyla, Filistin’in ekonomisine destek olmak ve halkına istihdam yaratmak amacıyla 2005 yılında Filistin’de “Sanayi Bölgesi” kurulmasını öngören “Barış İçin Sanayi” (BİS) adlı bir proje başlattı. Filistin Ulusal Yönetimi 1 Şubat 2010 tarihinde aldığı bir kararla, Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Cenin bölgesindeki yaklaşık 1.000 dönümlük bir araziyi “Cenin Serbest Sanayi Bölgesi” olarak tahsis etti.
Libya Desteği
2019 yılında Trablus’a yönelik saldırılar karşısında da BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin çağrısına cevaben verdiğimiz eğitim ve danışmanlık desteğiyle sahada dengenin ve ateşkesin tesisine, Libyalılar arasında diyalog yoluyla siyasi çözüm sürecinin önünün açılmasına zemin hazırladık. Güvenlik Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası zemininde Libya’ya vermekte olduğumuz destek ve bu ülkedeki mevcudiyetimiz, istikrarın ve ateşkesin devamı açısından kilit öneme sahip. Trablus’un işgal edilmesini ve insani bir kıyımın yaşanmasını engelledik. 2019 yılında meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakat Muhtırasıyla her iki ülkenin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını azami şekilde garanti altına aldık. Ekim 2022’de hidrokarbonlar alanında iş birliği mutabakat zaptı imzaladık.
Afganistan'da İstikrar
Afganistan’da bugün Büyükelçiliği açık olan tek NATO üyesiyiz. Taliban’ın 15 Ağustos’ta ülkede yönetimi fiilen ele geçirmesinden sonra ilan edilen Geçici Hükümet’le tedrici angajman politikası izledik. Afganistan’da kalıcı barış ve istikrar ile kalkınma için kapsayıcı ve ülkenin tüm kesimlerinin layıkıyla temsil edildiği bir hükümetin önemini vurguladık. Afganistan’daki insani krizin hafifletilmesi için insani yardımlarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede bugüne kadar 6 iyilik treni gönderdik. Öte yandan çeşitli zorluklara rağmen, Afganistan genelinde Maarif Vakfımız tarafından halihazırda 44 okul işletilmekte olup, bunlar arasında 14 tane de kız okulu bulunuyor.
Irak’ın Siyasi Ve Toprak Bütünlüğü
2008 yılında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) mekanizmasını tesis ettik. Irak’taki temsilimizin kuvvetlendirilmesi hedefi doğrultusunda, Musul (2007), Basra (2009), Erbil (2010) Başkonsolosluklarımızı, Süleymaniye Konsolosluk Ajanlığımızı (2016) açtık. Irak’la ticaretimiz 2021’de 12,7 milyar Dolar olarak gerçekleşti. Üzümlü’de yeni bir sınır kapısının açılması ve Musul Havalimanı’nın Türk şirketleri tarafından üstlenilmesi Irak’la ekonomik iş birliğimizi daha da güçlendirdi. Irak Türkmenlerinin hak ve hukukunu koruduk. PKK ile mücadeleyi kararlılıkla sürdürdük.
Denizlerde Ve Kıbrıs'ta Barış
2017’de Crans-Montana’da düzenlenen Kıbrıs Konferansının Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle sonuçsuz kalması akabinde, federasyon çözüm modelinin bir kez daha müzakere edilmeyeceğini ifade ettik. 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de düzenlenen gayriresmi 5+BM toplantısında, Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, akabinde Ada’daki iki devlet arasında iş birliği tesis edilmesi ve KKTC’nin tanınması yönündeki çözüm vizyonu kayda geçirildi. Sayın Cumhurbaşkanımız 77. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu hitaplarında uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanımaya davet ettiler. KKTC’nin 2002’de 11 olan Temsilcilik Ofisi sayısı, 2022 itibarıyla 27’ye yükseldi; Kıbrıs Türkleri'nin AB, ABD ve dünyanın çeşitli ülkeleri nezdindeki görünürlüğü arttı. 46 yıl kapalı kalan Maraş bölgesinde, ilk aşamada sahil kısmı ve sahile giden iki cadde açıldı; bilahare bölgenin yüzde 3,5'una tekabül eden pilot bölge askeri bölge olmaktan çıkarıldı. Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının diyalog ve iş birliğiyle hakkaniyet ilkesi çerçevesinde sınırlandırılması çalışmalarına hız verdik. KKTC ile “Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması”nı; Libya ile “Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”nı akdettik. Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığımızın sınırlarına ilişkin pozisyonumuzu ilk olarak 2004 yılında, daha sonra 2005, 2013 ve 2014 ve 2019 yıllarında Birleşmiş Milletler’e (BM) bildirilerek kayda geçirdik. 2019 yılının Mart ayındaki bildirimimizin akabinde, 13 Kasım 2019 tarihinde BM’ye yaptığımız bildirimde de deniz sınırlarımızın bölgeye bakan adaların karasularına kadar uzandığı kayda geçirerek, adaların Türkiye kıyı şeridinin projeksiyonunu kesici ve kıta sahanlığını engelleyecek bir etki yaratamayacağını bildirdik. Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığımızın dış sınırlarını son olarak 18 Mart 2020’de BM’ye bildirdik. BM, ülkemizle Libya arasında 27 Kasım 2019'da imzalanan ve iki ülkenin Akdeniz'deki deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşmayı tescil etti. Arama kurtarma saha (SAR) ve faaliyetlerimizi Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığımızın BM’ye bildirilmesinin akabinde 2020 yılında kıta sahanlığımızla örtüşecek şekilde genişlettik. Deniz yetki alanlarımızdaki hak ve çıkarlarımızı ihlal etmeye matuf kışkırtıcı girişimleri hem sahada hem masada müdahalelerimizle bertaraf ettik. Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı sınırlarımız içinde 2009 ve 2012 yıllarında ruhsat sahaları belirlendi, TPAO’ya arama ve çıkarma ruhsatları verildi. Bu alanlarda bulunan hidrokarbon kaynaklarının tespiti ve bu kaynaklardan istifade edilmesi için sismik araştırma ve sondaj gemilerimizle yapılan çalışmalar devam ediyor. Fiziki özellikleriyle seyir bakımından dünyanın en zor su yollarından biri olan Türk Boğazlarından geçişlerde seyir, can, mal ve çevre güvenliğinin sağlanması ve korunması amacıyla ülkemizin kaynakları kullanılarak finanse edilen ve 2003 yılında kurulan Gemi Trafik Sistemini, Türk Boğazlarından edinilen tecrübeler çerçevesinde deniz trafiğinin yoğun olduğu alanlarda bölgesel alt merkezler kurarak genişlettik. Bu sistemle denizlerimizdeki gemi trafiğini 7/24 izleyerek, potansiyel tehlike durumlarını tespit ettik ve gerekli önlemleri vakitlice aldık. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını savaş olarak nitelendirerek Montrö Sözleşmesi’nin 19. Maddesini uyguladık ve savaşın seyrini değiştirdik. Yine Montrö’den kaynaklanan hakkımızı kullanarak, ticari gemilerden alınan fener, sağlık, kurtarma ücretlerinde güncelleme yaptık.