Vatandaşlarımızın tüm dünyada etkin bir şekilde ticaret yapabilmesi için çeşitli anlaşmalar ve projeler yapılmıştır. Aynı zamanda yapılan bu ticari işlemlemlerin güvenilirlik, mali yeterlilik, ticari kayıtların izlenebilirliği, emniyet ve güvenlikle ilgili koşulları sağlanmaktadır.
2022 yılı itibarıyla 600 milyar dolara varacağı öngörülen dış ticaret hacmimiz göz önüne alındığında, söz konusu ticareti sorunsuz bir şekilde yürütebilmenin yanı sıra hem gümrük idarelerinin yükünü hafifletmek hem de firmalarımızın ithalat ve ihracat işlemlerini daha kolay ve hızlı bir şekilde yürütmesini sağlamak hedeflenmiştir.
Uzak Ülkeler Stratejisi
İhracatımızın coğrafi dağılımı incelendiğinde, geleneksel pazarlarımızın ihracatımızda ağırlıklı bir yer tuttuğu, ihracatımızın üçte ikisinin yakın ülkelere gerçekleştirildiği ve Türkiye’nin ortalama ihracat mesafesinin dünya ortalamasının altında kaldığı görülmektedir. Bu minvalde, dış ticaret açığımızın fazla olduğu, geleneksel pazarlarımızın dışında kalan uzak ve büyük pazarlardan ülkemizin daha fazla pay almasını teminen Uzak Ülkeler Stratejisi oluşturulmuştur. Bu Strateji ile 85 trilyon dolar büyüklüğe sahip dünya ekonomisinden yüzde 64 pay alan, ortalama mesafesi 8 bin 500 kilometre olan 18 ülke (Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Filipinler, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Hindistan, Japonya, Kanada, Malezya, Meksika, Nijerya, Pakistan, Şili, Tayland, Vietnam) Bakanlıkça yapılan analitik çalışmalar neticesinde stratejisi kapsamında ticaretimizin geliştirilmesine yönelik hedef ülkeler olarak belirlenmiştir. Stratejide yer alan tespitler neticesinde; mal ve hizmet ihracatımız için yüksek potansiyel arz eden söz konusu 18 uzak ülkeye yönelik olarak finans, standardizasyon, lojistik, tanıtım, diplomasi gibi birçok alanda 328 adet eylem kurgulanmıştır. Bahse konu eylemlerin kapsamlı bir rehber vazifesiyle ülkemiz mal ve hizmet ihracatının gelişimini desteklemesi ve söz konusu uzak pazarlardaki ihracat başarımızı artırması hedeflenmiştir. Hazırlık aşamasında 11. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, İhracat Ana Planı gibi üst politika belgelerinin kılavuz edinildiği Uzak Ülkeler Stratejisi, üç bölümde kurgulanmış olup, yaklaşık bin sayfalık bir rapor hazırlanmıştır. (Anılan Rapor’un bir özeti de Bakanlıkça hazırlanmış olup hazırlanan bu kitapçık ve rapor metnine https://ticaret.gov.tr/ihracat/uzak-ulkeler-stratejisi adresinden erişilebilmektedir.) Strateji kapsamında belirlenen 18 hedef ülkede çalışmalar yapılacaktır. Uzak Ülkeler Stratejisi’nden tüm ihracatçı firmalarımız faydalanabilir. 2022-2024 dönemini kapsayan strateji, bir yıllık süreye yayılan sistematik ve yoğun bir mesai sonucunda dış ticaretimizin yapısını geliştirmek üzere ihracatçılarımız ve meslek örgütlerimizle yakın iş birliği içerisinde hazırlanmış olup, Temmuz ayında kamuoyuyla paylaşılarak ihracatçı firmalarımızın kullanımına sunulmuştur. Strateji’nin hayata geçirilmesi konusunda çalışmalara başlanmış olup, Uzak Ülkeler Stratejisi ve Eylem Planının yürütülmesi ve gerekli revizyonların yapılması hususunda yetkilendirilen ve sekretaryası Bakanlık tarafından yürütülecek olan Uzak Ülkeler Stratejisi Koordinasyon Kurulu Eylül ayı içerisinde oluşturulmuştur. Ülkemizin ortalama 3.065 km olan ihracat menzilini dünya ortalaması olan 4.744 km’nin üzerine çıkarmak ana hedefiyle oluşturulan strateji kapsamında belirlenmiş olan 18 ülkeye yönelik ihracatımızın 4 katına çıkarılarak 80 milyar dolar üzerine çıkarılması hedeflenmektedir. Öte yandan, ortaya konulan eylemler ile finanstan kültürel hizmetlere, bilişim teknolojilerinden lojistik ağlara, ülkemizin küresel ekonomideki kilit rolünün sağlamlaştırılmasına ve söz konusu 18 ülke ile ekonomik ve ticari iş birliğimizin en üst düzeye çıkarılması amaçlanmaktadır. İhracatın geleneksel ürün-pazar yapısını bir ileri aşamaya taşıyarak yeni-ürün ve yeni pazar çeşitliliğine odaklanılarak hazırlanan Uzak Ülkeler Stratejisi ile ihracatımızı artırma hedefimizin yanı sıra, Türk ürün ve hizmetlerinin küresel ölçekte tanınırlığının geliştirilmesi, ülkemizin küresel değer zincirlerindeki konumunun güçlendirilmesi de hedeflenmektedir.
Lisanslı Depoculuk Sisteminin Ülkemizde Yaygınlaştırılması Ve Türkiye Ürün İhtisas Borsası’nın (TÜRİB) Faaliyete Geçirilmesi
Lisanslı depoculuk sisteminin tarım ürünleri sektöründe faaliyet gösteren tüm taraflara sağladığı çok sayıda avantaj bulunmaktadır. Sistemin ülkemizde yaygınlaştırılması ile birlikte, üreticiler ürünlerini depolayabilecekleri sağlıklı ve sigortalı depo imkânına kavuşmakta, ürünlerini fiyatların düşük olduğu hasat dönemlerinde ellerinden çıkarmak zorunda kalmayıp devlet güvencesi altında depolayarak, hasat sonrası daha yüksek kazanç elde edebilmektedir. Tacir ve sanayiciler, ihtiyaç duydukları ürünler için depo inşa etme maliyetinden kurtulmakta, talep ettikleri miktar ve kalitedeki ürünü kolaylıkla ve güvenilir bir şekilde sağlayabilmektedir. Ürünlerin ticaretinin elektronik ürün senetleri vasıtasıyla yapılması sayesinde, ürünler fiziksel olarak depolardan çıkarılmadan defalarca el değiştirebilmekte, ticaret hızlanmakta ve kolaylaşmaktadır. Sisteme ilişkin tüm işlemler kayıt altında tutulduğundan, sistem tarım ürünleri ticaretinin kayıt altında izlenebilmesine katkı sunmaktadır. Öte yandan sistem ile ürünlerin yalnızca muhafazası değil aynı zamanda etkin bir şekilde ticaretinin de geliştirilmesi amaçlanmakta olup, bu doğrultuda bu ürünlerin ticaretinin ülke çapında yapılacağı bir platform oluşturulması sağlanmıştır. TÜRİB’in başlıca amacı, 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde lisanslı depolarda muhafaza edilen tarım ürünlerini temsilen oluşturulan elektronik ürün senetleri ile elektronik ürün senetlerine dayalı vadeli işlem sözleşmelerinin ticaretinin yürütülmesini sağlamak üzere borsacılık faaliyetinde bulunmaktır. Ürünlerin kaliteleri laboratuvarlarca belirlenmekte, ürünlerin fiyatları kalitelerine göre oluşmakta, fiyatlar şeffaflıkla takip edilebilmektedir. TÜRİB’in faaliyete geçmesi ile birlikte elektronik ürün senetlerinin alım ve satımı tamamen elektronik ortamda, hızlı ve güvenilir biçimde, ülke çapında tek bir platform üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Böylece çok sayıda alıcı ve satıcının bulunduğu, şeffaf, rekabetçi ve izlenebilir bir tarım ürünleri piyasasının oluşturulması sağlanmıştır. Lisanslı depo işletmeleri, Ticaret Bakanlığınca verilen izinle anonim şirket şeklinde kurulmaktadır. Şirketin kuruluş başvuruları, atıl kapasite oluşturulmaması için ekonomik ihtiyaç ve etkinlik şartları göz önünde bulundurularak değerlendirilmeye alınmaktadır. Şirketin kuruluşunun akabinde ilgili mevzuatla belirlenen süre içerisinde faaliyet izni başvurusunun yapılması gerekmektedir. Faaliyet izni verilmesi sürecinde lisanslı depo işletmesinin depo ve tesisleri mahallinde bir komisyon tarafından incelenmektedir. İncelemenin ardından uygun bulunanlara Ticaret Bakanlığınca faaliyet izni verilmektedir. Lisanslı depo işletmesinin lisans alması ile birlikte, lisanslı depolara ürünler kabul edilmeye başlanmaktadır. Lisanslı depoya konulacak her ürünün analizinin yapılması, sınıf ve kalitesinin belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu analiz işlemleri yine Ticaret Bakanlığınca yetkilendirilen ve yetkili sınıflandırıcı olarak adlandırılan laboratuvarlarca yapılmaktadır. Bir ürünün lisanslı depo işletmesine teslim ve kabul edilmesi halinde, lisanslı depo işletmesince söz konusu ürün için elektronik ürün senedi düzenlenmektedir. Elektronik ürün senetlerine bağlı tüm işlemler ve haklar Ticaret Bakanlığınca elektronik kayıt kuruluşu olarak yetkilendirilen Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. (MKK) tarafından kayden izlenmektedir. Oluşturulan elektronik ürün senetleri, TÜRİB’de alım satıma konu edilmektedir. Sistemin ülkemizde yaygınlaştırılması için pek çok destek ve teşvik mekanizması hayata geçirilmiştir. Bunların en önemlisi üreticilere sağlanan kira, nakliye ve analiz ücreti destekleridir. Üreticilerin lisanslı depolara teslim ettikleri ürünlerin muhafazası karşılığında lisanslı depo işletmesine ödemesi gereken kira ücretinin belli bir kısmı devlet tarafından karşılanmaktadır. Buna ek olarak ürünlerini lisanslı depolarda muhafaza eden üreticilere, bu ürünleri temsilen düzenlenen elektronik ürün senetlerinin rehni karşılığında üst limiti 7.500.000 TL olmak üzere ELÜS tutarının %75’ine kadar azami 9 ay vadeli ve sıfır faizli kredi imkânı sağlanmıştır. Ayrıca, yatırımcılara yönelik olarak %50 faiz indirimli ve 75.000.000 TL üst limitli yatırım kredileri öngörülmektedir. Bunun yanı sıra lisanslı depo yatırımları “Öncelikli Yatırım Konuları” arasına dâhil edilerek 1'inci, 2'nci, 3'üncü ve 4'üncü bölgelerde yapılan lisanslı depo yatırımlarının 5'inci bölge desteklerinden yararlanabilmesi sağlanmıştır. Son olarak, elektronik ürün senetlerinin el değiştirmesinden doğan kazançlar zirai stopaj ile gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur. Ülkemizde mevcut durumda 41 ilde bulunan toplam 233 tesiste lisanslı depoculuk faaliyetleri sürdürülmektedir. Lisanslı depo işletmesi kuruluş başvuruları atıl kapasite oluşturulmaması için ekonomik ihtiyaç ve etkinlik şartları göz önünde bulundurularak değerlendirilmeye alınmaktadır. Öte yandan, TÜRİB platformunda işlemler elektronik ortamda olduğundan, elektronik ürün senetlerinin alım satım işlemleri herhangi bir yer kısıtı olmaksızın gerçekleştirilebilmektedir. Ürünlerin üretimi ile iştigal eden üreticiler, bu ürünlerin alım-satımı ile iştigal eden tacirler, bu ürünleri hammadde olarak kullanan sanayiciler ve tarım ürünleri piyasasında işlem yapmak isteyen tüm gerçek ve tüzel kişiler, lisanslı depolara ürünlerini teslim edebilmekte ve TÜRİB’de işlem yapabilmektedir. Lisanslı depoculuk sistemi, ülkemizde ilk olarak 2011 yılında 40.000 ton kapasiteli bir işletmenin faaliyete geçmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmıştır. Gelinen aşamada ise toplam 286 adet şirket Ticaret Bakanlığından lisanslı depo işletmesi kuruluş izni almış olup, bu şirketlerden 164 tanesi faaliyetlerine başlamıştır. Faaliyete geçen 164 lisanslı depo işletmesine ait 41 ilde yer alan toplam 233 adet depoda lisanslı depoculuk faaliyetleri yürütülmektedir. Öte yandan lisanslı depo kapasitesi hububat alanında 8.588.523 tona, pamuk alanında 53.500 tona, zeytin alanında 13.500 tona, fındık alanında 11.600 tona, kuru kayısı alanında 5.000 tona, Antep Fıstığı alanında 4.000 tona ve toplamda ise 8.676.123 tona ulaşmıştır. TÜRİB ise 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 53'üncü maddesi kapsamında Ticaret Bakanlığı ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun teklifi üzerine, 06/04/2017 tarihli ve 30030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2017/9986 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile anonim şirket statüsünde kurulmuştur. Şirketin esas sözleşmesi 08/06/2018 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş ve 13/06/2018 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilerek kuruluş işlemi tamamlanmıştır. Borsanın faaliyet izni ise 26/07/2019 tarihli ve 30843 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, Borsa bu tarih itibariyle faaliyetlerine başlamıştır. Lisanslı depoculuk sisteminin ülkemizde yaygınlaştırılması ile birlikte; tarım ürünleri piyasasındaki arz ve talep dönemi dengesizliğinin fiyat oluşumunda yaratacağı dalgalanmaların, ürünlerin en az zayiat ile depolanabilmesi suretiyle giderilmesi, tarım ürünleri ticaretinin kolaylaştırılması ve daha güvenli ve istikrarlı hale getirilmesi amaçlanmıştır. TÜRİB’in faaliyete geçirilmesi ile amaçlanan, tarım ürünleri piyasasındaki tüm taraflar için sağlıklı, gerçekçi ve şeffaf fiyatlardan işlem yapılan, tüm tarafların haklarının adil bir şekilde korunduğu, etkin bir uluslararası elektronik platform yaratarak tarım ürünleri ticaretinin tek bir çatı altında toplanmasını sağlamak ve gerek tarım sektörünün gerekse ülkemiz ekonomisinin istikrarlı büyümesine destek olmaktır.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Projesi
Proje kapsamında verilen sertifika sayesinde, başta ihracatçımız olmak üzere dış ticaret erbabının gümrük işlemlerinin daha da basitleştirilmesi ve bu suretle dış ticaret işlemlerinde olası zaman kaybının önlenmesi amaçlanmıştır. Türkiye’deki tüm firmalardan yapılan başvurular değerlendirmeye alınarak belirtilen kriterleri sağlayan firmalara sertifika verilmektedir. Ayrıca, karşılıklı tanıma anlaşmaları vasıtasıyla uluslararası alanda da söz konusu sertifikanın geçerliliği teyit edilerek, sertifika uluslararası statüsü olan bir belge olmaktadır. Türkiye’deki tüm firmalardan yapılan başvurular değerlendirmeye alınmaktadır. 2022 yılı itibarıyla 600 milyar dolara varacağı öngörülen dış ticaret hacmimiz göz önüne alındığında, söz konusu ticareti sorunsuz bir şekilde yürütebilmenin yanı sıra hem gümrük idarelerinin yükünü hafifletmek hem de firmalarımızın ithalat ve ihracat işlemlerini daha kolay ve hızlı bir şekilde yürütmesini sağlamak hedeflenmiştir.